Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2 Ağustos’tan bu yana Türkiye’de engellenen Instagram ile ilgili açıklama yaptı. Instagram’ın sahibi Meta’nın yetkilileriyle görüşme hakkında konuşan Uraloğlu, “Ciddi bir aşama kaydettik. Zannediyorum ki çok uzamadan bizim hassasiyetlerimizi dikkate alacaklar” dedi.
Uraloğlu, açıklamasında “Süreci anlık, dakikalık yakın takip ediyoruz. İstediğimiz gereklilikler yerine getirildiği takdirde bizde erişim engelini kaldıracağız” dedi ve ekledi:
“Instagram’ın erişimini neden durdurduk? Katalog suçlarla ilgili istediğimiz adımları atmadılar” şeklinde konuştu.
Ulaştırma bakanı, “İki toplantı yapıldı. Karşı tarafa hassasiyetlerimizi anlattık. Burada şunu asla kaçırmamız lazım; bir şirket düşünün, onun kendi kuralları kadar bizim ülkemizin kanunları var” ifadelerini kullandı.
Uraloğlu 5 Ağustos’ta yaptığı açıklamada “tam istediğimiz sonucu almış değiliz” demişti.
Katalog suçlar, “İntihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar” şeklinde sıralanıyor.
BTK kararı yargıda
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) Instagram’a yönelik engel kararı yargıya taşındı.
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof Yaman Akdeniz, X üzerinden yaptığı bir paylaşımda BTK’nın erişim engeli kararına karşı dava açtıklarını duyurdu.
Akdeniz, “Kerem Altıparmak ile birlikte BTK’nın Instagram kararının iptali için Ankara 13. İdare Mahkemesinde, Anayasaya aykırılık iddiasıyla iptal davası açtık. Dosyanın itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine gönderilmesini talep ettik. Her zaman olduğu gibi takipteyiz” dedi.
Akdeniz ve insan hakları hukuku uzmanı Altıparmak, İfade Özgürlüğü Derneği’nin kurucuları arasında yer alıyor.
Türkiye Barolar Birliği de 2 Ağustos’ta “ifade özgürlüğüne orantısız müdahalede bulunan erişimin engellenmesi kararının iptali ve savunma alınmadan yürütülmesinin durdurulması talebi ile idari yargıya başvurulduğunu” duyurmuştu
Ankara Barosu, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal da 2 Ağustos’ta BTK kararına karşı ayrı ayrı dava açmıştı.
Meta sözcüsü: Elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.
“Türkiye’de Instagram’a erişimin engellenmesinden dolayı milyonlarca kişi aileleriyle ve arkadaşlarıyla gündelik iletişim kurdukları bir yöntemden mahrum bırakılırken işletmeler de aynı şekilde müşterilerine ulaşamıyor. Hizmetlerimizi yeniden kullanıma sunmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.”
Açıklamada Türk yetkililer ile yapılan müzakerelere değinilmedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Dijital faşizimle karşı karşıyayız’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Ağustos’ta AKP’nin TBMM grup toplantısında yaptığı bir konuşmada sosyal medya platformlarını eleştirdi.
Instagram’ın kapatılmasına dair “Türkiye’nin haklı talepleri karşılanır, hassasiyetlerine saygı gösterilirse mesele zaten kendiliğinden hal yoluna girecektir” dedi.
Erdoğan, “Bilhassa sosyal medya şirketleri gemi azıya çekti, adeta militanlaştılar” ifadelerini kullandı ve ekledi:
“İsrail’i eleştiren basit bir cümleye bile hemen sansür bile uygulamayı kendilerine görev edindiler. Filistinli şehitlerin fotoğraflarına bile tahammül edemeyip anında yasaklayan, bunu da özgürlük olarak pazarlayan bir dijital faşizmle karşı karşıyayız.”
Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Instagram’ın 31 Temmuz’da öldürülen Hamas lideri İsmail Haniye’ye taziye mesajlarını kaldırdığını söylemiş, platformu kınamıştı.
Meta, Malezya Başbakanı Enver İbrahim’in Haniye’ye taziye mesajını kaldırdığı için özür diledi.
Şirketten bir sözcü, Reuters’a yaptığı açıklamada paylaşımın “doğru, haber niteliği taşıyan bir etiketle” yeniden yayına alındığını duyurdu.
Meta, Türkiye’den gelen tepkilere dair ise henüz açıklama yapmadı.
Erdoğan, sosyal medya platformlarını Türkiye’ye çifte standart uygulamakla suçladı. “Tüm terör örgütleri bu mecralarda istedikleri gibi at koşturuyorlar” dedi ve şunları söyledi:
“Bu husustaki rahatsızlığımızı daha önce pek çok kez dile getirdik. İlgili kurumlarımız vasıtasıyla diyalog hattı da kurmaya çalıştık. Ancak arzu edilen iş birliğini henüz tam manasıyla tesis edemedik.”
Erdoğan, “Sosyal medya platformlarının demokrasi ve toplumsal barış için arz ettiği tehlikelere işaret etmek asla sansürcülük değildir” ifadelerini kullandı.
Hükümet olarak kimsenin özgürlüğüyle, hayat tarzıyla bir sorunları olmadığını belirten Erdoğan, “Ne yaptıysak daima hukuk ve demokrasi zemininde yaptık. Şimdi de amacımız, Anayasa’nın verdiği imkanlar dahilinde insanımızın hakkını korumaktır” diye devam etti.